Evet ‘film’ ancak kimi şeylere de dikkat etmek gerekmez mi?
1. Bitmek bilmeyen zoom olayı.
Gördüğümüz: Sonsuz zoom. CSI dizilerinde ve dandik polisiyelerde sık sık rastladığımız bir olay bu da. 3 haneli piksellerle kayıt yapan 30 yıllık kameraların imajlarından her türlü ayrıntı keşfedilebilir.
Gerçekte: Pek mümkün değildir olağan. Nasıl olsun?
2. Öldün, çık.
Gördüğümüz: Silahlar kullanımı çok rahat ekipmanlardır.
Gerçekte: Aslında silahlar çok daha gürültülüdür. O denli ki, kapalı bir yerde yapılan atış geçici/kalıcı işitme kaybına yol açabilir.
3. Sinemalardaki bilgisayar arayüzlerini hatırlayalım.
Gördüğümüz: Bilgisayar arayüzlerini bu türlü alengirlidir.
Gerçekte: Bu türlü arayüzler pek yoktur, ve olanlar da bildiğimiz üzeredir işte.
4. Yumrukların konuşması.
Gördüğümüz: Yüzüne açıktan 6-7 yumruk yiyen adama hiçbir şey olmaz. En ufak bir kırık ya da beyin hasarı almadan ayağa kalkar.
Gerçekte: Bu da pek mümkün değildir. Bu yumruklar kişiyi mevte götürecek kadar şiddetli olabilir.
5. Terapist sahnelerindeki süper estetik.
Gördüğümüz: Her terapistte o garip Freudyen kanepeden vardır.
Gerçekte: Bu eseri pek kullanan yok. Genelde insan üzere standart koltuk ve kanepeyle yönetim ediliyor.
6. Bitmeyen düşüşler…
Gördüğümüz: Ne kadar yüksekten atlarsan atla, aşağıda su, kum ya da yumuşatıcı rastgele bir şey varsa ölmezsin.
Gerçekte: Pek o denli değil. Gerçi, boğaza kendini bırakıp intihar edenlerin olduğu bir ülkenin sakinleri olarak bunu bilmememiz imkansız, fakat yeniden de belirtmeden geçmeyelim.
7. Şu bitmek bilmeyen İngilizce olayı.
Gördüğümüz: Herkes İngilizce konuşur. İngilizce konuşmuyorlarsa bile ikinci lisan olarak İngilizce bilir. Genelde İngilizceyi anlayan lakin konuşamayan Türkiye halkları için daha da acayip bir durumdur bu.
Gerçekte: Herkes İngilizce konuşmaz. En azından Rusya steplerinde rastladığınız birinci köylü sizinle takır takır muhabbet etmeye başlayamaz. Mümkün değildir bu.
8. Lanet mümkün lavlar!
Gördüğümüz: Lavlar, dehşet verici şeylerdir. İçine düşersek en büyük kabuslarımız gerçek olabilir.
Gerçekte: Lavlar, içine düştüğümüzde bizi anında yutup oyun hamuruna çeviren şeyler değil. Zira lavların özkütlesi epeyce yüksek. İçine düşüp gömülmek için kurşun filan olmak gerekiyor.
9. Gebeler.
Gördüğümüz: Hamile bir bayan doğuracağı vakit kesinlikle suyu gelir.
Gerçekte: Bu daima yaşanmaz. Doğum etabında birinci belirti olarak suyun gelmesi sırf %15 ihtimallidir.
10. Askerde Sniper olmak isteyen jenerasyonun ateşleyicisi.
Gördüğümüz: Sniper tam bir mevt meleğidir. Uçanı kaçanı vurur.
Gerçekte: Tam aksisi, Sniper olmak hiç de kolay değil. Sinemalardaki kolay görünümünün bilakis, uygun bir atış yapmada aralık, rüzgar suratı, yer çekimi ve hatta Dünya’nın eliptik pozisyonunun dahi tesirli olduğu söyleniyor.
11. G-Force nedir, nasıl atılır?
Gördüğümüz: G-Force pek değerli değildir. Herkes çok süratli hareket edebilir, uçakla yere çakılabilir ama ölmez.
Gerçekte: Aslında ölür. Hatta mesela X-Men’deki Quicksilver sahneleri. Bu sahneler hakikaten mümkün olsaydı karakterler saniyesinde infilak eder ve duvara salça üzere yapışırlardı.
12. Baget ekmeği.
Gördüğümüz: Tüm alışveriş torbalarında kesinlikle bir baget etmeği bulunur.
Gerçekte: Aslında yoktur pek. En azından hepsinde. Hatta hayatında baget ekmeği almamış Amerikalıların sayısı azımsanamayacak kadar yüksek.
13. Dedektif bey!
Gördüğümüz: Dedektifler sadece o olaydan azledilince olayı çözerler.
Gerçekte: Aslında bu türlü değildir. Dedektifler kovulmayı beklemeden de bu işi yapabilir. Efendi, vazifesine bağlı dedektifler de yok değildir hani.
14. Eğil, zira ateş ediyorlar.
Gördüğümüz: Arabadaysanız ve size ateş açılmışsa, sırf eğilerek bütün mermilerden korunabilirsiniz.
Gerçekte: Araç zırhlı değilse kurşun durdurma özelliği pek yoktur hani.
15. Tren, otobüs dinlemem köteği vururum.
Gördüğümüz: Trenlerin, kamyonların üzerinde arbede etmek kolaydır. Atlar, zıplar, güreşirsiniz lakin bir şey olmaz.
Gerçekte: Bu da aldatıcı bir konsept. Yüksek süratlerde ilerleyen bir trenin üzerinde istikrarda durmak, istikrarda durulsa bile düşerken olduğu yerde sabit kalabilmek zordur.
